2025 yılı, Türkiye'deki 112 Acil Çağrı Merkezleri için yoğun bir yıl oldu. İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, bu yıl toplamda 95 milyon acil çağrıya yanıt verildiği belirtildi. Bu çağrılar arasında, 35 milyon vaka için doğrudan müdahale gerçekleştirildi. Acil durumlar için kritik bir hizmet sunan bu merkezler, yıl boyunca vatandaşların sağlık ve güvenliği için önemli bir rol oynadı. Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun nüfus ve çeşitli acil durumlar, bu merkezlerin iş yükünü kat kat artırıyor.

Ayrıntılara bakıldığında, 112 Acil Çağrı Merkezleri'nin dil çeşitliliği de dikkat çekiyor. Merkezler, Almanca, Arapça ve Rusça dillerinde toplamda 73 bin 673 acil çağrı yanıtladı. Bu durum, Türkiye'nin çok kültürlü yapısının ve uluslararası bir turizm merkezi olmasının bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Ayrıca, E-Call sistemi üzerinden 304 bin 205 acil çağrı alındığı ifade ediliyor. Bu çağrılar, yalnızca acil durumlarda değil, aynı zamanda vatandaşların bilgi taleplerine yönelik de olabiliyor. Özellikle son yıllarda, mobil teknolojilerin yaygınlaşmasıyla birlikte, acil çağrı sistemleri daha etkin hale gelmiş durumda. E-Call gibi sistemler, otomobillerin kaza anında otomatik olarak acil servislere ulaşmasını sağlarken, hayat kurtarıcı bir rol üstleniyor.

112 Acil Çağrı Merkezleri'nin işleyişi, özellikle yılbaşı döneminde büyük önem kazanıyor. Örneğin, Ankara'daki 112 Acil Çağrı Merkezi, yeni yıl kutlamaları sırasında yoğun bir çalışma temposu içinde. Yılbaşı akşamında, 150 personel ile vatandaşların huzurlu bir gece geçirmesi için hazırlık yapılıyor. Ekipler, anlık olarak gelen çağrıları değerlendirerek ilgili birimlere yönlendiriyor. Bu tür dönemlerde, genellikle kutlamalar sırasında yaşanan olaylar ve acil durumlar artış gösteriyor. Bu nedenle, çağrı merkezlerinin yoğun bir şekilde çalışması, bu tür olayların önüne geçilmesi için hayati önem taşıyor.

Ancak, 112 Acil Çağrı Merkezleri'nin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri asılsız çağrılar. Ankara 112 Acil Çağrı Merkezi Sorumlusu Erdem Korkut, bu yıl 6 milyona yakın çağrı aldıklarını ve bunların 3 milyondan fazlasına ekip görevlendirmesi yapıldığını belirtiyor. Korkut, asılsız çağrıların, acil durumlarda gerçek ihtiyaç sahiplerine hizmet verilmesini engellediğini vurguladı. Bu tür çağrılar, genellikle bilgi almak amacıyla yapılıyor ve acil yardım gerektiren durumların önüne geçiyor. Bu durum, hem kaynak israfına neden oluyor hem de acil durumlarda gerçek ihtiyaç sahiplerinin çağrılarının geç yanıtlanmasına yol açıyor.

Acil çağrı hizmetleri, toplum sağlığı ve güvenliği açısından kritik bir önem taşır. Acil durumlarda hızlı ve etkili müdahale, hayati tehlike taşıyan durumların üstesinden gelinmesinde büyük rol oynar. Ancak, asılsız çağrılar bu hizmetin etkinliğini azaltmakta ve kaynakların yanlış yönlendirilmesine neden olmaktadır. Bu nedenle, vatandaşların acil durumlarda çağrı yaparken daha dikkatli olmaları gerektiği önemlidir. Acil çağrı merkezleri, sadece çağrıları yanıtlamakla kalmayıp, aynı zamanda halkı eğitmek ve bilinçlendirmek için çeşitli kampanyalar düzenlemektedir. Bu kampanyalar aracılığıyla, vatandaşların 112 Acil Çağrı Merkezleri'ni hangi durumlarda aramaları gerektiği konusunda daha iyi bilgilendirilmesi amaçlanmaktadır.

Dünya genelinde acil çağrı merkezleri, benzer sorunlarla karşı karşıya. Örneğin, bazı ülkelerde asılsız çağrılar oranı %30'lara kadar çıkabiliyor. Bu durum, acil hizmetlerin etkinliğini azaltarak toplumsal güvenliği tehlikeye atıyor. Türkiye'deki 112 Acil Çağrı Merkezleri'nin de bu konuda benzer zorluklarla mücadele etmesi, uluslararası bir sorun olarak dikkat çekiyor. Bazı ülkelerdeki başarılı uygulamalar, Türkiye için örnek teşkil edebilir. Örneğin, bazı ülkelerde asılsız çağrılar için cezai müeyyideler getirilmiş, bu da oranların düşmesine yardımcı olmuştur.

Sonuç olarak, 2025 yılı itibarıyla 112 Acil Çağrı Merkezleri, 95 milyon çağrı yanıtlayarak önemli bir başarıya imza attı. Ancak, asılsız çağrılar bu başarının önünde bir engel teşkil ediyor. Gelecek yıllarda, acil çağrı hizmetlerinin daha etkin bir şekilde kullanılabilmesi için bilinçlendirme çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu sayede, gerçek acil durumlarda ihtiyaç duyan vatandaşlara daha hızlı ve etkili bir şekilde hizmet verilebilecektir. Ayrıca, çağrı merkezlerinin teknolojik altyapısının güçlendirilmesi ve personel eğitiminin artırılması, bu hizmetlerin kalitesini de yükseltebilir. Acil durumlar, yaşam ve ölüm arasında bir fark yaratabileceği için, bu hizmetlerin etkinliği, tüm toplum için büyük önem taşımaktadır.

Bu analiz, aşağıdaki kaynaklardan derlenen bilgiler ışığında hazırlanmıştır:

  • TRT Haber