Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, katıldığı bir televizyon programında, 2026 yılı itibarıyla köprü ve otoyollardan geçiş ücretlerine yapılacak artış oranını açıkladı. Bakan Uraloğlu, Türkiye'deki otoyolların yaklaşık yarısının Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) tarafından işletildiğini belirterek, ücret artışı için uygulanacak yöntemler hakkında bilgi verdi. Bu durum, hem sürücüler hem de sektör açısından önemli etkileri beraberinde getirecek.
Bakan Uraloğlu’nun açıklamalarına göre, KGM'nin işlettiği otoyollarda geçiş ücretlerinin artırılmasında izlenecek politika, yeniden değerleme oranı olacak. Bu oran, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenecek. Uraloğlu, "Diğer yap-işlet-devret modeliyle yapılan otoyollarda ise sözleşmedeki duruma bakacağız. Çünkü bu yollar doğrudan yabancı para birimleriyle ilişkilendirildiği için ona göre bir düzenleme yapacağız." dedi. Ayrıca, enflasyonun artışının da dikkate alınacağını vurguladı.
2025 yılına ait Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği, 27 Kasım 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmış ve yeniden değerleme oranı yüzde 25,49 olarak belirlenmiştir. Bu oran, 2026 yılı itibarıyla vergi, harç ve cezaların yeniden değerleme oranı doğrultusunda artacağı anlamına geliyor. Bu bağlamda, köprü ve otoyol ücretlerine yapılacak artışlar, enflasyon oranları ve ekonomik koşullar göz önünde bulundurularak hesaplanacak.
Tarihsel olarak, Türkiye'de köprü ve otoyol ücretleri, ekonomik koşullara bağlı olarak zaman zaman artış göstermiştir. 2022 ve 2023 yıllarında benzer durumlar yaşanmış, artışlar sürücülerin bütçesi üzerinde etkili olmuştur. Örneğin, 2022 yılında köprü ve otoyol geçiş ücretlerine yapılan artışlar, enflasyon oranlarının üzerinde bir tempo ile gerçekleşmişti. Bu yıl da benzer bir durumun yaşanması, sürücülerin bütçelerini etkileyecektir.
Uzmanlar, köprü ve otoyol ücretlerindeki artışların kısa vadede sürücülerin ulaşım maliyetlerini artıracağını belirtiyor. Özellikle, günlük hayatta bu yolları kullanan vatandaşların, artan maliyetler karşısında alternatif ulaşım yöntemlerine yönelme olasılığı bulunuyor. Uzun vadede ise, artışların sektörel etkileri gözlemlenecektir. Örneğin, taşımacılık sektöründe maliyetlerin artması, ürün fiyatlarına yansıyabilir. Bu durum, tüketici fiyatlarını da etkileyecektir.
Türkiye'deki benzer durumlar incelendiğinde, 2021 yılında da köprü ve otoyol ücretlerinde önemli artışlar yaşanmıştı. O dönem, enflasyonun yükselmesiyle birlikte sürücüler, bütçelerine ek yük getiren bu artışlar karşısında tepki göstermişti. Uluslararası örneklere baktığımızda, komşu ülkelerde de benzer uygulamalar görülmektedir. Örneğin, Yunanistan'da otoyol geçiş ücretleri, yıllık enflasyon oranına göre belirlenmektedir. Bu tür uygulamalar, maliyetlerin kontrol altında tutulmasına yardımcı olmaktadır.
Bu artışlara karşı farklı görüşler de dile getirilmektedir. Bazı sürücüler, ulaşım maliyetlerinin artmasının, günlük hayatlarını olumsuz etkilediğini belirtirken, diğerleri ise bu artışların ekonomik gereklilik olduğunu savunuyor. Ulaşım sektöründe faaliyet gösteren firmalar da, artışların rekabetçiliklerini nasıl etkileyeceği konusunda kaygı taşımaktadır.
Sonuç olarak, köprü ve otoyol ücretlerinde yapılacak artışlar, hem sürücüler hem de sektör açısından önemli sonuçlar doğuracak. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın bu konudaki açıklamaları dikkatle izlenmeli ve gelişmeler takip edilmelidir. Ekonomik koşulların ve enflasyonun seyrine bağlı olarak, 2026 yılında yapılacak düzenlemeler, ulaşım maliyetlerini etkilemeye devam edecektir. Sürücüler, bu artışlar karşısında alternatif ulaşım yöntemlerine yönelirken, sektör temsilcileri de maliyetlerini yönetme stratejilerini gözden geçireceklerdir. Bu süreçte, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri doğrultusunda, vatandaşların bilgilendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Bu haber, güvenilir kaynaklardan derlenerek editöryal süreçten geçirilmiş ve özgün içerik olarak yeniden yazılmıştır.
Yorumlar
Toplulukla düşüncelerini paylaş
İlk yorumu sen yaz.