Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11 Aralık 2025 tarihinde Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) 29. Olağan Genel Kurulu’nda gerçekleştirdiği konuşmada, iş dünyasına yönelik önemli mesajlar verdi. Ekonomik büyüme hedeflerine vurgu yapan Erdoğan, işverenlerin işçi ilişkilerinin adil ve sürdürülebilir olması gerektiğini belirtti. TİSK'in Türkiye’nin ekonomik yapısındaki rolü ve iş dünyasının geleceği üzerine yaptığı değerlendirmeler, işçi-işveren ilişkilerinin sağlıklı bir biçimde yürütülmesinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

Konuşmasında Erdoğan, TİSK'in Türkiye genelinde 81 ilde 10 bini aşkın iş yerinde 2,3 milyon çalışana hizmet verdiğini ifade etti. Bu rakamların, TİSK'in ülke ekonomisinin temel taşlarından biri olduğunu gösterdiğini belirtti. Ayrıca, TİSK'in Türkiye'nin gayrisafi yurt içi hasılasına 200 milyar dolar, ihracatına ise 100 milyar dolardan fazla katkıda bulunduğunu dile getirdi. Bu veriler, Türkiye’nin iş dünyasının gücünü ve potansiyelini ortaya koyarken, işverenlerin bu gücü daha verimli hale getirmesi gerektiğini de hatırlattı. Erdoğan, genel kurulun iş dünyası için faydalı olmasını dileyerek, burada alınacak kararların tüm paydaşlar için hayırlı olmasını umduğunu belirtti.

Türkiye'nin ekonomik geçmişine değinen Erdoğan, son 23 yılda iktidarları döneminde gerçekleştirilen reformlarla ülkenin birçok alanda önemli başarılar elde ettiğini açıkladı. Örneğin, dış ticaretin ve ihracatın artışını örnek vererek, Türkiye’nin ekonomik büyüme sürecinin devam ettiğini ifade etti. Özellikle enflasyon oranlarının son dönemde olumlu bir tablo sergilediğine dikkat çeken Erdoğan, bu süreçte reel sektörün önerilerine kulak vereceklerini de sözlerine ekledi. Bu bağlamda, iş dünyasının büyüme hedefleri ile işçi hakları arasında bir denge kurması gerektiğini vurguladı.

Uzmanlar, Erdoğan’ın konuşmasında işçi-işveren ilişkilerinin önemine vurgu yapmasının, sosyal barışın sağlanması açısından kritik bir mesaj olduğunu düşünüyor. İşçi ve işveren arasındaki ilişkilerin adil ve hakkaniyetli olması gerektiğini belirten Erdoğan, bu ilişkilerin sağlıklı bir zemine oturtulmadığında sosyal adaletsizliklere yol açabileceği konusunda uyarılarda bulundu. Bu noktada, iş kazalarının önlenmesi konusundaki hassasiyetin artırılması gerektiğinin altını çizdi. İş sağlığı ve güvenliği konusundaki farkındalığın artırılması, işçilerin güvenli bir ortamda çalışabilmesi adına büyük önem taşıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, işçi sağlığı ve güvenliği konusunda devletin tüm imkanlarını seferber edeceğini ifade etti. Geçmişte yaşanan iş kazalarını hatırlatırken, işverenlerin de üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesi gerektiğini vurguladı. "Sıfır Kazaya Yolculuğu" projesinin önemine dikkat çeken Erdoğan, işverenlerin iş sağlığı ve güvenliği konusundaki sorumluluklarını yerine getirmelerinin kritik olduğunu belirtti. Bu tür projelerin, iş kazalarının önlenmesi ve çalışanların güvenliğinin sağlanması açısından hayati bir rol oynadığı göz önünde bulundurulduğunda, işverenlerin bu konudaki sorumlulukları daha da artmaktadır.

Dünya genelinde benzer ekonomik sorunların yaşandığına dikkat çeken uzmanlar, Türkiye’nin bu süreçteki stratejik adımlarının uluslararası arenada nasıl bir etki yaratabileceğini değerlendiriyor. Birçok ülke, işçi hakları ve ekonomik büyüme arasında denge kurmaya çalışırken, Türkiye'nin bu konuda atacağı adımlar, hem iç dinamikleri hem de uluslararası ilişkiler açısından belirleyici olabilir. Özellikle Avrupa Birliği ve diğer ticaret ortakları ile ilişkilerin güçlendirilmesi, Türkiye’nin ekonomik büyümesine olumlu katkılar sağlayabilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında işverenlere yönelik mesajları, işçi hakları ve sosyal adalet konularında atılacak adımların toplum üzerindeki yansımasını belirleyecek gibi görünüyor. Ekonomik büyüme hedeflerine ulaşmak için iş dünyasının, çalışanlarının haklarını gözeten bir yaklaşım benimsemesi gerektiği aşikar. Bu bağlamda, işverenlerin işçi haklarına saygı duyması ve adil bir çalışma ortamı sağlaması, sadece sosyal adalet açısından değil, aynı zamanda ekonomik sürdürülebilirlik açısından da büyük önem taşıyor.

Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TİSK Genel Kurulu’ndaki konuşması, Türkiye’nin ekonomik hedefleri ve işçi-işveren ilişkileri açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir. Gelecek dönemde, alınacak kararların iş dünyası üzerindeki etkileri merakla bekleniyor. İş dünyası, ekonomik büyüme hedeflerine ulaşmak için sadece kâr odaklı değil, aynı zamanda sosyal sorumluluk anlayışıyla hareket etmelidir. Bu bağlamda, işçi ve işveren arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi, Türkiye’nin ekonomik geleceği açısından kritik bir adım olacaktır. Ekonomik büyüme ve sosyal adaletin birlikte sağlanması, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol oynamaktadır.

Bu analiz, aşağıdaki kaynaklardan derlenen bilgiler ışığında hazırlanmıştır:

  • TRT Haber