Son günlerde artan dolandırıcılık vakalarına bir yenisi daha eklendi. Türkiye'de bir sosyal medya platformunda gerçekleştirilen dolandırıcılık olayı, mağdur N.Ç’nin yaşadığı trajik deneyimle gün yüzüne çıktı. Başsavcılık tarafından hazırlanan iddianameye göre, N.Ç, "marketplace" adı verilen bir platformdan elektrikli scooter almak istemesiyle dolandırıcılık süreci başlamış oldu. Mağdurun, satıcı Kıymet T. ile iletişime geçmesinin ardından ödemeyi yapmasına rağmen satıcıya bir daha ulaşamaması, dolandırıcılık olayının detaylarını ortaya koydu.

İddianamede yer alan bilgilere göre, N.Ç’nin şikayeti üzerine başlatılan soruşturma, dolandırıcılık olayının arka planında yatan karmaşık hesap hareketlerini incelemek için yürütüldü. Savcılık, N.Ç’nin gönderdiği paranın Kıymet T’nin hesabından, Dilmurat O’ya, ardından zincirleme bir şekilde Şükrü Volkan K. ve Ali Osman T’nin hesaplarına aktarıldığını tespit etti. Bu durum, dolandırıcılık olayının nasıl bir örgütlenme ile gerçekleştirildiğini gözler önüne serdi.

Sanık Kıymet T, ifadesinde internet üzerinden gördüğü banka reklamına tıklayarak bir kişiyle görüntülü görüşme yaptığını ve kimliğini göstererek banka hesabı açtırdığını belirtti. Ancak daha sonra, adına açılmış hesabın dolandırıcılık işlemlerinde kullanıldığını öğrenince durumu şokla karşıladı. Bu ifadesi, dolandırıcılık suçlamalarından kurtulmaya yönelik bir savunma olarak değerlendirildi.

Dilmurat O, apartman görevlisi olduğu sitede oturan yabancı uyruklu Dalınbek K'nin kendisinden banka hesap bilgilerini istediğini ifade etti. Dilmurat O, bu isteği, Dalınbek K'nın kendisine daha önce yardım ettiğini düşünerek yerine getirdiğini belirtti. Ancak bu durum, dolandırıcılık suçlamasından kaçış olarak yorumlandı.

Dalınbek K. ise Dilmurat O'dan banka hesap bilgilerini talep ettiğini ve bu hesabı kripto para alım satımında kullandığını belirtti. "Yaptığım işlerin dolandırıcılıkla ilgisi yok," diyerek kendini savundu. Bununla birlikte, sanık Ali Osman T. de bir sosyal medya uygulamasında karşılaştığı bir paylaşımın ardından, dolandırıcılık yapmadığını savundu ve kendisine gönderilen paraların bu nedenle gerçekleşmiş olabileceğini belirtti.

Savcılığın ifadesine göre, "Suçta kullanılan hesapların yukarıda adı geçen şüphelilere ait olduğu ve birbirlerine para aktarma işlemlerini yaptıkları" açıkça belirtilmişti. Dilmurat O, Dalınbek K, Şükrü Volkan K. ve Kıymet T'nin daha önce benzer suçlardan ceza mahkemelerinde derdest dosyalarının bulunduğu bilgisi de iddianamede yer aldı. Bu durum, sanıkların dolandırıcılık suçuna iştirak iradesinin olduğunu ortaya koyuyor.

Dolandırıcılık vakalarının artışı, Türkiye'de bir sorun haline gelmiş durumda. 2022 yılında Türkiye'de dolandırıcılık vakalarının %30 oranında artış gösterdiği belirtiliyor. Bu kapsamda, ilgili yasaların güncellenmesi ve siber suçlarla mücadele için yeni stratejilerin geliştirilmesi gerektiği uzmanlar tarafından vurgulanıyor. Uzmanlar, "Bu tür olaylar genellikle bireylerin maddi kayıplara uğraması ve güven kaybı ile sonuçlanmaktadır," diyerek durumu değerlendirdi.

Benzer dolandırıcılık olayları, yalnızca Türkiye'de değil, dünya genelinde de artış göstermekte. Örneğin, ABD'de 2022 yılında dolandırıcılık vakaları, bireylerin sosyal medya üzerinden hedef alınmasıyla büyük bir artış göstermiştir. Bu tür olayların önüne geçebilmek için daha fazla eğitim ve farkındalık çalışmaları yapılması gerektiği ifade ediliyor.

Farklı görüşler ve tepkiler de gündemde. Bazı vatandaşlar, dolandırıcılık olaylarına karşı daha etkin bir yasama sürecinin yaşanması gerektiğini savunurken, diğerleri ise bireylerin kendi güvenliklerini sağlamak için daha dikkatli olmaları gerektiği görüşündeler. Sosyal medya platformlarının dolandırıcılık faaliyetlerine karşı daha sıkı önlemler alması gerektiği de belirtildi.

Sonuç olarak, dolandırıcılık olayları, hem kısa vadede bireylerin maddi kayıplarına hem de uzun vadede sosyal güven duygusunun zedelenmesine neden olmaktadır. Uzmanlar, bu süreçte vatandaşların dikkatli olmaları ve dolandırıcılık operasyonlarının önüne geçmek için ilgili makamlara başvurulması gerektiğini vurgulamaktadır. Dolandırıcılıkla mücadele sürecinin devam edeceği ve bu tür olayların önüne geçebilmek için toplum genelinde bir farkındalık yaratılması gerektiği ifade ediliyor.