Sağlık Bakanlığı, acil sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmak amacıyla 856 yeni ambulansın hizmete alındığını duyurdu. Sağlık Bakanı Fahrettin Memişoğlu'nun katılımıyla gerçekleştirilen "856 Ambulansın Sağlık Hizmetine Alım Töreni"nde, Türkiye genelindeki acil sağlık hizmetleri ile ilgili önemli gelişmeler paylaşıldı. Bu yeni ambulanslarla birlikte Türkiye’nin toplam ambulans filosu 6.308 araca çıkmış oldu. Bu gelişme, acil sağlık hizmetlerine erişimin artırılması ve müdahale sürelerinin kısaltılması açısından kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Acil sağlık hizmetlerinin geçmişine baktığımızda, 2002 yılı itibarıyla Türkiye'de yalnızca 618 ambulans ve 481 acil yardım istasyonu bulunduğu görülmektedir. Aradan geçen 21 yılda önemli yatırımlar yapılmış, 2025 yılı itibarıyla acil yardım istasyonu sayısının 3.574'e çıkarılması hedeflenmiştir. Bu hedef doğrultusunda, sağlık hizmetleri sunumunda büyük bir değişim sağlanmış ve yıllık vaka müdahale kapasitesi 380 binden 7 milyona yükselmiştir. Bu noktada, sağlık sisteminin Türkiye’nin her köşesinde etkin bir şekilde çalıştığını vurgulamak önemlidir.

Bakan Memişoğlu, yeni ambulansların yanı sıra, Türkiye'nin acil sağlık hizmetlerinde kullandığı teknolojik yeniliklere de dikkat çekti. "Elektronik Vaka Sistemi (EVS)" ve "Akıllı Bileklik Projesi" gibi dijital dönüşüm hamleleri, sağlık hizmetlerinin hızını ve etkinliğini artırmayı amaçlıyor. EVS sayesinde, acil durumlarda hastanın durumu ve yapılan tıbbi müdahaleler anlık olarak takip edilebiliyor. Bu sistem, ambulansın konumundan hastanın hayati bulgularına kadar tüm verilerin kaydedilmesini sağlıyor.

Ayrıca, Bakan Memişoğlu, ambulans içerisinde bulunan kameraların çoklu trafik kazalarında olay yerinin anlık izlenmesine olanak sağladığını belirtti. Bu sayede, vakaların durumuna uygun ambulans ve personel yönlendirmeleri yapılabiliyor. Acil ve afet durumlarında yaralıların alındığı konum ve nakledildiği sağlık tesisi hakkında anlık bilgi akışı sağlanarak, sağlık hizmetlerinin kalitesi artırılıyor.

Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Eray Çınar, ambulansların 7 gün 24 saat Türkiye'nin en ücra köşelerine kadar kesintisiz sağlık hizmeti sunduğunu belirtti. Bu çerçevede, her ildeki ambulans ekiplerinin, elektronik vaka sistemini kullanarak olay yerine en kısa sürede ulaşması ve hastanın muayene bulgularını anlık olarak sisteme girmesi sağlanıyor. Böylece, hasta teslim süreçleri tamamen dijital hale getirilmiş durumda.

Uzmanlar, Türkiye'deki acil sağlık hizmetlerinin bu kadar hızlı bir şekilde gelişmesinin, halk sağlığına olumlu etkileri olacağını belirtiyor. Acil sağlık hizmetlerinin verimliliği arttıkça, vatandaşların sağlık hizmetlerine erişim süreleri kısalacak ve bu da yaşam kurtarma oranlarını yükseltecektir. Ayrıca, dijital sistemlerin etkin bir şekilde kullanılması, sağlık çalışanlarının iş yükünü azaltacak ve hizmet kalitesini artıracaktır.

Dünyadaki benzer uygulamalara bakıldığında, birçok ülke acil sağlık hizmetleri için dijital dönüşüm süreçlerine yönelmektedir. Örneğin, Almanya ve İskandinav ülkeleri, acil sağlık hizmetlerinde dijital sistemleri kullanarak müdahale sürelerini kısaltmayı başarmıştır. Bu tür uygulamalar, Türkiye için de bir model teşkil edebilir. Ancak, her ülkenin kendi sosyal, kültürel ve ekonomik dinamikleri göz önünde bulundurularak bu sistemlerin uygulanması gerektiği unutulmamalıdır.

Halkın tepkilerine bakıldığında, yeni ambulansların ve sistemlerin getirdiği yenilikler büyük bir memnuniyetle karşılanıyor. Sağlık hizmetlerinin kalitesinin artması, vatandaşların güvenini kazanmada önemli bir rol oynuyor. Ancak, sağlık çalışanlarının iş yükü ve stres düzeyinin de göz önünde bulundurulması ve gerekli desteklerin sağlanması gerektiği vurgulanıyor.

Geleceğe yönelik beklentiler ise umut verici. Sağlık Bakanlığı’nın hedefleri arasında, 2026 yılı itibarıyla yerli ve milli GÖKBEY helikopter ambulansı ile hava ambulansı hizmetlerinin artırılması yer alıyor. Bu tür yatırımlar, Türkiye'nin sağlık sistemini daha da güçlendirerek, vatandaşlara daha hızlı ve etkin sağlık hizmetleri sunma amacına hizmet edecek.

Sonuç olarak, Türkiye'deki acil sağlık hizmetlerinin güçlenmesi, yalnızca yeni ambulansların hizmete alınmasıyla sınırlı kalmayacak. Dijital dönüşüm, sağlık çalışanlarının eğitimleri, altyapı geliştirmeleri ve toplumsal farkındalık gibi birçok faktör, bu sürecin başarısı için kritik öneme sahip. Sağlık Bakanlığı'nın attığı bu adımlar, Türkiye'nin sağlık sisteminde köklü değişimlere kapı aralayacak ve vatandaşların hayat kalitesini artıracaktır.