22-24 Ekim 2023 tarihlerinde İstanbul'da düzenlenen "10. İstanbul MS Days" kongresi, multipl skleroz (MS) hastalığı hakkında önemli gelişmeleri ele almak amacıyla uluslararası bir platform sağladı. Kongrenin başkanlığını üstlenen Prof. Dr. Aksel Siva, bu toplantıda MS hastalığının tanı ve tedavi süreçlerine dair en güncel bilimsel verilerin tartışıldığını belirtti. Siva, son yıllarda MS tedavisinde kaydedilen ilerlemelerin hastaların yaşam kalitelerini artırdığını vurguladı. MS'in artık kontrol edilebilir bir hastalık haline geldiğine dikkat çekerken, geçmişteki olumsuz algının günümüzde yerini daha umut verici bir bakış açısına bıraktığını ifade etti.

Son 20-25 yıl içinde MS tedavi seçeneklerinin çeşitliliğinin arttığını ve bu alanda önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirten Siva, teknolojinin bu süreçteki rolüne de değindi. Özellikle yapay zekanın tanı ve tedavi süreçlerine olan katkısının giderek arttığını vurgulayan Siva, yapay zekanın görüntüleme yöntemlerini daha ayrıntılı değerlendirilmesine olanak sağladığını söyledi. Bu gelişmelerin, hastaların daha hızlı ve doğru bir şekilde tedaviye ulaşmalarını sağladığını ifade eden Siva, hekimlerin de yapay zeka destekli muayenelerden faydalandığını aktardı. Böylece, hastaların tedavi süreçleri daha sistematik bir şekilde yürütülüyor.

MS hastalığının bireysel özelliklere göre değişkenlik gösterdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Siva, her hastanın özel bir yaklaşım gerektirdiğini söyledi. Bu bağlamda, “hasta” kelimesini kullanmaktan kaçındığını belirten Siva, MS'in bir yaşam şekli olabileceğini ve bireylerin hastalıkla ilgili kendi yorumlarını yapmadan önce uzman görüşüne başvurmaları gerektiğini vurguladı. MS'in belirtilerinin kişiden kişiye değişkenlik gösterdiğini ifade eden Siva, hekimlerin hastaların durumunu daha iyi anlayarak, tedavi ve izleme süreçlerini buna göre düzenlemeleri gerektiğini dile getirdi.

Kongrede yer alan bir diğer önemli isim olan ABD Mayo Clinic Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Burcu Zeydan, MS hastalığının cinsiyet farklılıklarına dikkat çekti. Yapılan araştırmalar, MS hastalarının yüzde 75’inin kadınlardan oluştuğunu gösteriyor. Özellikle 20 ila 40 yaş arası kadınların daha fazla etkilendiği bu hastalık hakkında bilgi veren Zeydan, cinsiyet hormonları ve çevresel faktörlerin hastalığın gelişiminde önemli rol oynadığını belirtti. Kadınların doğurganlık dönemlerinin MS’in başlangıcına denk gelmesi, hastaların gebelikle ilgili endişelerini artırıyor. Zeydan, gebelik sürecinde yapılan doğru tedavilerle MS'in stabil hale getirilebileceğini ve bunun gebelik kararını etkilemediğini vurguladı.

Hamilelik döneminde MS hastalarının durumlarının nasıl etkilendiğine dair önemli veriler paylaşan Zeydan, gebelik sırasında atakların azaldığını ifade etti. Hem kısa hem de uzun vadede gebelik sürecinin hastalığı olumsuz etkilemediği belirtilirken, Zeydan, hastaların gebelik sonrası süreçte de dikkatli olmaları gerektiğini belirtti. Doğumdan sonraki ilk üç ayda atakların artabileceğini açıklayan Zeydan, bu durumun hormon düzeylerindeki ani değişikliklerden kaynaklandığını aktardı. Gebelik sürecinin MS’li kadınlar üzerindeki olumlu etkileri, bu hastalığın yönetiminde yeni bir perspektif sunuyor.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türkiye MS Derneği Başkanı Doç. Dr. Melih Tütüncü ise MS hastalığını bağışıklık sisteminin vücuda yanlış saldırılarıyla ilişkilendirerek, bu hastalığın kronik bir rahatsızlık olduğunu açıkladı. Tütüncü, MS’in farklı belirtilerle kendini gösterebildiğini ve genellikle ataklarla seyrettiğini belirtti. Görme bozuklukları ve limbik uyuşmalarla başlayan hastalığın, zamanla daha ciddi hale gelebileceği uyarısında bulundu. Bu nedenle hastaların, anormal bir durum hissettiklerinde mutlaka bir nöroloji uzmanına başvurmaları gerektiğini vurguladı.

MS tedavisinde atakların durdurulması ve hastalığın ilerlemesini engellemenin temel hedef olduğunu belirten Tütüncü, günümüzdeki tedavi yöntemleri ile bu hedeflerin daha ulaşılabilir hale geldiğini ifade etti. Türkiye’deki hekimlerin bu konuda oldukça bilinçli olduğunu ve ülke genelinde MS ile ilgilenen uzmanların bulunduğunu belirten Tütüncü, Türkiye'nin tedavi konusunda Avrupa standartlarına ulaşmış durumda olduğunu vurguladı. Bu bağlamda, Türkiye’nin MS tedavisinde sahip olduğu potansiyel, hem hekimler hem de hastalar için umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.