Son dönemlerin en önemli konularından biri de uzay madenciliği olmaya başladı. Nedir bu uzay madenciliği ve neden önemli olmaya başladı.
Dünya’nın yer altı kaynakları çok yakında tükenme noktasına gelecek. Bugün hızla tükettiğimiz teknolojik ürünleri yarın da üretebilmek için yeterli hammaddeyi bulamayacağız.
Otomobilleri, uçakları, cep telefonlarını ve silahları üretmek için kullandığımız değerli metallerin ömrü 2045 yılında tükenme noktasına gelecek. Ben demiyorum. NASA’nın 2013’te yaptığı bir araştırmanın sonuçları söylüyor. İşte bu yüzden gözler uçsuz bucaksız uzaya çevriliyor.
Mars’ta ve diğer gezegenlerde insanlığın gelecekteki ihtiyaçlarını karşılayacak ölçüde değerli metal bulunduğu biliniyor. Ancak bu madenlerin çıkarılması ve Dünya’ya taşınması, gezegenlerin atmosfer koşulları nedeniyle oldukça maliyetli bulunuyor.
Tonlarca değerli metal yüklü 150 milyondan fazla asteroid
Bilim insanlarına göre uzayda dolaşan asteroidlerde tonlarca değerli metal bulunuyor. Güneş Sisteminde çapı 100 metre üzerinde olan 150 milyondan fazla asteroid olduğu düşünülüyor. Üstelik asteroidlerde yer çekimi yok. Bunları pahalı kimyasal yakıtlı roketlerle değil iyon motorlu roketlerle Ay yörüngesine taşımak oldukça kolay. Örneğin NASA, 2026 yılında 226 km’lik çapıyla asteroit kuşağındaki en büyük on asteroidden biri olan 16 Psyche’ye araç göndermeyi planlıyor. Çünkü bu asteroidin 700 kentilyon (700×1018) dolarlık altın ve değerli element taşıdığı düşünülüyor. Şayet tahmin edildiği gibiyse ve bu madenler Dünya’ya taşınabilirse kişi başına gelir 95 milyar dolara ulaşabilir. NASA 2050’de 16 Psyche asteroidinde maden çıkarma işlemlerine başlayabileceklerini de öngörüyor.
Ay’a inmek neden önemli?
NASA’nın Osiris-REX uzay aracı, 20 Ekim 2020’de Bennu isimli asteroidin yüzeyinden örnek topladı ve 2023’te Dünya’ya getirecek.
Japonya’nın asteroid avcısı Hayabusa 2 uzay aracı, Ryugu asteroidinden topladığı kaya, toz ve gaz örneklerini 6 Aralık 2020’de Dünya’ya ulaştırdı ve başka bir asteroide doğru yola çıktı.
Çin, 17 Aralık 2020’de ABD ve Sovyetler Birliği’nin ardından Ay’dan kaya örneği getiren üçüncü ülke oldu. Hindistan, Japonya, İsrail ve Avrupa da ABD ve Rusya’nın ardından Ay’a robotik araç indirmeyi başardı. Bu da gelecekte Ay yörüngesinde kurulacak asteroid kuşağında pay sahibi olacakları anlamına geliyor.
Geleceğin uzay madenciliğinde pay sahibi olmak isteyen ülkelerin robotik araştırma teknolojileri ve yapay zekâya yatırım yaptıkları görülüyor. Şayet biz de uçsuz bucaksız uzay madenciliğinde pay sahibi olmak istiyorsak yönümüzü en kısa zamanda uzaya çevirmeli roket, robotik teknolojiler ve yapay zekâ alanlarına yaptığımız yatırımları artırmalıyız.
Uzay Kuvvetleri
Devletler uzay madenciliğinde pay sahibi olmanın yanında uzaydaki haklarını korumak için de büyük bir yarış içindeler.
2015’te Rus ordusu bünyesindeki Hava Kuvvetleri ile Havacılık ve Uzay Savunma Kuvvetleri birleştirilerek Rusya Uzay Hava Kuvvetleri kurulmuş, aynı yıl Çin Halk Kurtuluş Ordusunda da uzay, siber ve elektronik savaş üzerine odaklanan Stratejik Destek Gücü oluşturulmuştu. Son olarak ABD, 20 Ocak 2019’da Amerika Birleşik Devletleri’nin uzaydaki çıkarlarını korumak, uzaydaki saldırganlığı caydırmak ve uzay operasyonlarını yönetmek üzere Uzay Kuvvetleri’ni kurdu. Tüm bunlar göz önüne alındığında iyi bir gelecek için savunma sanayi teknolojilerinde de geri kalmamak gerektiği ortaya çıkıyor.