New York Tüketici ve Çalışan Koruma Dairesi, Starbucks’a yönelik yürütülen bir soruşturmanın sonuçlarını duyurdu. Bu soruşturma, 2022 yılında çalışanlardan gelen şikayetler üzerine başlatılmıştı. İlk etapta belirli bir şubeyi hedef alan inceleme, daha sonra yüzlerce Starbucks mağazasını kapsayacak şekilde genişletildi. Çalışanların düzenli vardiya planı alamadıkları ve çalışma saatlerinin sürekli olarak yüzde 15'ten fazla kısıtlandığı tespit edildi. Bu durum, çalışanların maddi planlamalarını ve günlük yaşamlarını olumsuz yönde etkiledi.
Soruşturmanın bulgularına göre, Starbucks çalışanları, iş saatlerinin düzensizliği nedeniyle çocuk bakımı, eğitim ve diğer sosyal sorumluluklarını yerine getirmekte ciddi zorluklar yaşıyor. Çalışanların düzenli bir şekilde plan yapamamaları, aile hayatlarını da olumsuz etkileyen bir durum haline geldi. Bu tür sorunların sürekliliği, hem iş verimliliğini hem de çalışan memnuniyetini düşürmekte. Çalışanların iş yaşamıyla özel yaşamları arasındaki dengeyi kurabilmeleri için düzenli ve öngörülebilir bir çalışma programına ihtiyaçları var.
Starbucks ile New York Tüketici ve Çalışan Koruma Dairesi arasında varılan anlaşmaya göre, 2021 Temmuz ile 2024 Temmuz arasında saatlik pozisyonda çalışan personel, çalıştıkları her hafta için 50 dolar alacak. Bu ek ödeme, bazı çalışanlar için toplamda binlerce dolara kadar çıkabilecek bir tutar anlamına geliyor. Uzun vadede, bu tür ödemelerin sağlanması, çalışanların maddi güvenliğini artırmayı hedefliyor. Ayrıca, 2024 sonrasında ihlale uğradığını düşünen çalışanlar, şikayet başvurusunda bulunarak ek ödeme talep etme hakkına sahip olacaklar.
Starbucks, kapanan mağazalarda işten çıkarılan çalışanların diğer şubelerde yeniden işe alınma hakkına sahip olacağını da kabul etti. Bu, iş güvencesinin artırılması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak, Starbucks’ın bu adımlarının, uzun vadeli bir çözüm olup olmayacağı endişe yaratıyor. Çalışanlar, şirketin bu tür uygulamalarıyla birlikte, iş yaşamlarının güvence altına alınmasını bekliyor.
Starbucks’a ilişkin bu anlaşmanın, Starbucks Workers United sendikasının Kasım ayından bu yana sürdürdüğü grevle çeliştiği ifade ediliyor. Sendika, grev süresince daha iyi çalışma koşulları ve hakların korunması adına birçok taleple ortaya çıktı. Grevin etkileri konusunda taraflar arasında anlaşmazlık devam ederken, bu durum Starbucks’ın kamu imajını da olumsuz etkiliyor. Çalışanların taleplerinin karşılanması gerektiği yönündeki görüşler, toplumda giderek daha fazla yankı bulmakta.
Starbucks Sözcüsü Jaci Anderson, şirketin yerel yasalara uyma konusundaki kararlılığını dile getirdi. Ancak Anderson, New York yasalarının "yönetimi son derece zor" hale getirdiğini belirtti. Bu durum, yalnızca Starbucks için değil, şehirdeki birçok perakendeci için de geçerli bir sorun. Anderson, bu tür düzenlemelerin çoğu zaman karmaşık ve zorlayıcı olduğunu ifade ederek, şirketin karşılaştığı zorluklara dikkat çekti.
Sonuç olarak, Starbucks’ın bu süreçte karşılaştığı sorunlar, hem şirketin hem de çalışanların geleceği açısından önemli bir dönemeç oluşturuyor. Çalışanların haklarının korunması ve iş güvencesinin sağlanması adına atılan adımlar, şirketin itibarını ve çalışan memnuniyetini artırma potansiyeline sahip. Ancak, bu adımların gerçek bir değişim yaratıp yaratmayacağı, zamanla netlik kazanacak. Starbucks’ın bu süreçte ne denli şeffaf olacağı ve çalışanlarının taleplerine ne ölçüde yanıt vereceği, şirketin gelecekteki başarısı açısından kritik bir öneme sahip.
Yorumlar
Toplulukla düşüncelerini paylaş
İlk yorumu sen yaz.