31 Aralık 2025 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen kapsamlı bir soruşturma neticesinde, sosyal medya platformları aracılığıyla DEAŞ terör örgütünün propagandası yapan 29 şüpheli gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, başsavcılığın talimatları doğrultusunda titiz bir çalışma yürüterek, şüphelilerin izini sürdü. Gerçekleştirilen operasyonlar, şüphelilerin ikametlerine düzenlenen baskınlarla desteklendi ve bu baskınlar sırasında çok sayıda dijital materyal ve örgütsel doküman ele geçirildi.

Yakalanan şüphelilerin, sosyal medya üzerinden DEAŞ’ın ideolojisini yaymaya çalıştıkları ve bu kapsamda çeşitli içerikler paylaştıkları tespit edildi. Soruşturma sürecinde, ele geçirilen dijital materyallerin detaylı bir şekilde incelenmesi, şüphelilerin birbirleriyle olan bağlantılarını ve DEAŞ ile olan ilişkilerini net bir şekilde ortaya koydu. Elde edilen belgeler, DEAŞ’ın propagandası ve faaliyetleri hakkında kritik bilgiler sunduğu için, güvenlik güçlerinin bu tür içeriklere karşı müdahale etme yeteneğini artırdı.

Bu gelişme, Türkiye'nin son yıllarda terörle mücadele alanında attığı adımların bir parçası olarak değerlendiriliyor. Ülke, özellikle sosyal medyanın terör propagandası için kullanılma tehdidine karşı dikkatli bir yaklaşım sergiliyor. Daha önce de benzer operasyonlar gerçekleştirilmişti, ancak bu operasyonun sosyal medya üzerinden yürütülen faaliyetlere özel bir odaklanma ile dikkat çekmesi, dijital çağın getirdiği zorlukların altını çiziyor.

Sosyal medya platformlarının sağladığı geniş kitlelere ulaşabilme imkanı, terör örgütlerinin propaganda faaliyetlerini daha da kolaylaştırıyor. Uzmanlar, sosyal medyanın terör örgütleri tarafından nasıl etkin bir şekilde kullanıldığını vurgularken, bu platformların kullanıcıların düşüncelerini şekillendirme ve topluluklar oluşturma potansiyeline dikkat çekiyor. Bu bağlamda, güvenlik güçlerinin sosyal medya üzerindeki içerikleri takip etmesi ve gerektiğinde hızlı bir şekilde müdahale etmesi büyük önem taşıyor.

Bu tür operasyonların toplumsal etkileri de göz ardı edilemez. Terörizmle kararlılıkla yürütülen mücadele, toplumda güvenlik hissini artırmakta ve halkın devlete olan güvenini pekiştirmektedir. Ancak, bu süreçte bireysel hak ve özgürlüklerin korunması da son derece önemli bir konu olarak öne çıkmaktadır. Güvenlik önlemleri ile bireylerin mahremiyetinin dengelenmesi, toplumsal barış ve huzur için kritik bir mesele haline gelmektedir.

Ülkeler arasındaki işbirliği de bu bağlamda önem taşımaktadır. Uluslararası alanda benzer örneklerle karşılaşmak mümkündür. Avrupa ülkeleri, sosyal medya üzerinden yürütülen terör propagandası ile mücadelede çeşitli yasalar ve uygulamalar geliştirmiştir. Özellikle Almanya ve Fransa, bu konuda sıkı yasalarla sosyal medya platformlarını denetlemeye çalışarak, terör propagandasının önüne geçmeye çalışmaktadır. Türkiye'nin bu alandaki çabaları, uluslararası standartlarla paralellik gösteriyor ve işbirliği imkanlarını artırıyor.

Bununla birlikte, dijital platformların organize suç ve terörizmin yayılmasında nasıl bir rol oynadığı üzerine daha fazla araştırma ve analiz yapılması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. Sosyal medyanın sunduğu araçların, özellikle genç bireyler üzerinde nasıl etkili olabileceği konusunda farkındalık yaratmak, eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarının önemini artırmaktadır. Gençlerin, dijital dünyada doğru bilgiye ulaşmalarını sağlamak, terör örgütlerinin manipülasyonlarına karşı koyabilmeleri için kritik bir öneme sahiptir.

Sonuç olarak, sosyal medyada DEAŞ propagandası yapan şüphelilerin yakalanması, Türkiye'nin terörle mücadele konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koyduğu gibi, dijital ortamda yürütülen terör faaliyetlerine karşı daha fazla önlem alınması gerekliliğini de vurgulamaktadır. Gelecek dönemde, bu konuda kamuoyunun bilinçlendirilmesi ve dijital platformların denetlenmesi gerektiği aşikardır. Terörle mücadelede sosyal medyanın rolü, ülkenin güvenliği için kritik bir unsur olarak öne çıkmaya devam edecektir. Ayrıca, bu tür olayların tekrar yaşanmaması için, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde işbirliğine dayalı daha etkin stratejilerin geliştirilmesi elzemdir.

Bu analiz, aşağıdaki kaynaklardan derlenen bilgiler ışığında hazırlanmıştır:

  • TRT Haber