Küresel ekonomik belirsizlikler ve enflasyonla mücadele, merkez bankalarının yıl sonu kararlarını etkileyen önemli etkenler arasında yer alıyor. Özellikle ABD Merkez Bankası (Fed), ülkedeki enflasyon ve istihdam verilerine dair risklerle karşı karşıya. Fed’in alacağı kararlar, yalnızca ABD ekonomisini değil, dünya genelindeki diğer merkez bankalarının politikalarını da doğrudan etkileyecek. Bu nedenle, küresel merkez bankaları, Fed’in atacağı adımları ve ileteceği mesajları dikkatle izliyor.

Aralık ayı, merkez bankalarının para politikası kararları açısından yoğun bir dönem olacak. Fed, Avrupa Merkez Bankası (ECB), İngiltere Merkez Bankası (BoE), Japonya Merkez Bankası (BoJ), Avustralya Merkez Bankası (RBA) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) gibi önemli kuruluşların kararları, piyasalarda büyük bir merakla bekleniyor. Bu merkez bankalarının her biri, kendi bölgelerindeki ekonomik koşullara göre farklı stratejiler geliştirmek zorunda; bu da kararların etkilerini daha da kritik hale getiriyor.

ABD’de, 43 gün süren hükümet kapanmasının ardından açıklanan enflasyon ve istihdam verileri, Fed’in faiz indirim beklentilerini artırdı. Para piyasalarındaki fiyatlamalarda, Fed’in bu ay 25 baz puan faiz indirimine gitme olasılığı yüzde 86 olarak belirlenmiş durumda. Ancak Fed yetkilileri arasında, gelecekteki adımlar konusunda belirgin bir ayrışma mevcut. Bazı yetkililer, enflasyonla mücadelede temkinli olunması gerektiğini savunurken, diğerleri faiz indirimleri için uygun bir ortamın oluştuğunu düşünüyor. Bu durum, piyasalarda belirsizlik oluşturuyor ve hızlı değişimlerin söz konusu olabileceği anlamına geliyor.

Ekim ayında Fed, politika faizini 25 baz puan indirerek yüzde 3,75-4,0 aralığına çekmişti. Fed Başkanı Jerome Powell, toplantı sonrası düzenlediği basın toplantısında, Aralık toplantısında daha fazla indirim yapılmasının kesin olmadığını ifade etmişti. Aynı gün, Kanada Merkez Bankası’nın da faiz kararını açıklayacak olması, dikkatleri iki ülkenin merkez bankalarına yöneltiyor. Bu durum, iki ülke arasındaki önemli ticaret ilişkilerinin yanı sıra, küresel ekonomik dengeler açısından da büyük önem taşıyor.

Avrupa’da, ECB’nin 18 Aralık tarihindeki para politikası toplantısında mevcut faiz oranlarını değiştirmesi beklenmiyor. Ekim ayında Avro Bölgesi’nde yıllık enflasyon yüzde 2,1 olarak gerçekleşti ve bu da ECB’nin hedeflerine yakın bir seviyede seyrediyor. ECB, bu yıl içerisinde daha önceki faiz indirimlerine ara vermişti. Bu durum, Avrupa ekonomisinin istikrarını korumak için izlenen politikaların başarılı olduğunu gösteriyor. Diğer yandan, bölgedeki diğer merkez bankalarının kararları da piyasalarda önemli bir takip konusu olmaya devam ediyor.

İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) da önemli bir karar vermesi bekleniyor. Ülkede enflasyonun yüzde 3,6 seviyesine gerilemesi, BoE’nin 25 baz puanlık bir faiz indirimine gitme olasılığını artırıyor. Para piyasalarında, BoE’nin faiz oranını yüzde 3,75 seviyesine çekmesi için yüzde 93 ihtimalle fiyatlama yapılıyor. BoE, son faiz indirimini ağustos ayında gerçekleştirmişti; bu da toplamda yıl boyunca 75 baz puanlık bir indirim yapıldığı anlamına geliyor. Eğer BoE bu ay da bir indirim kararı alırsa, yılı 100 baz puanlık bir indirimle kapatmış olacak.

Asya’da ise Japonya Merkez Bankası (BoJ), politika faizini artırma ihtimalini değerlendiriyor. BoJ, Ekim ayındaki toplantısında politika faizini yüzde 0,5’te sabit tutmuştu. Ancak, mevcut ekonomik göstergeler ve enflasyon rakamları, BoJ’un faiz artırma ihtimalini de gündeme getiriyor. Piyasalarda, BoJ’un 25 baz puanlık bir artırıma gitme olasılığı yüzde 57 olarak fiyatlanıyor. Bu durum, Japon ekonomisinin geleceği açısından kritik bir dönüm noktası olabilir.

Son olarak, Okyanusya bölgesinde Avustralya Merkez Bankası (RBA), politika faizini sabit tutma niyetinde. RBA, enflasyonun düşüş göstermesine rağmen son dönemlerde yaşanan hızlanmanın dikkatle izlenmesi gerektiğini belirtiyor. Yurt içindeki TCMB ise yılın son para politikası kararını 11 Aralık’ta açıklayacak. Ekim ayında TCMB, politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 39,50 seviyesine çekmişti. Bu ay açıklanacak karar, yatırımcılar ve piyasa analistleri tarafından dikkatle izlenecek.