Filistin Bayındırlık ve İskan Bakanı Ahid Faik Biseysu, 16 Aralık 2025 tarihinde yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde yaşanan yıkımın boyutlarını gözler önüne seren çarpıcı bilgiler sundu. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları sonucunda 352 bin konutun etkilendiği, bu konutların yaklaşık 200 bininin tamamen yıkıldığı ifade edildi. Bu durum, bölgede yaşanan insani krizin boyutlarını daha da belirgin hale getiriyor. Saldırıların ardından Gazze'deki yaşam koşulları, altyapının tamamen çökmesi ve insanların barınma ihtiyacını karşılamada yaşanan zorluklar nedeniyle daha da kötüleşti.

Biseysu, Gazze'deki yıkımın yalnızca fiziksel bir tahribat değil, aynı zamanda bölgedeki sosyal dokunun da derinden sarsıldığını vurguladı. Gazze bölgesinin geçmişteki durumu, bu tür yıkımların neden bu kadar yıkıcı sonuçlar doğurduğunu anlamak açısından kritik bir öneme sahip. Uzun süredir devam eden çatışmalar, bölgedeki altyapının büyük ölçüde zayıflamasına ve insan kaynaklarının azalmasına neden oldu. Bu bağlamda, yeni saldırılar ve yıkımlar, Gazze halkının zaten kırılgan olan yaşam koşullarını daha da zorlaştırdı.

Yıkımın getirdiği en büyük zorluklardan biri, yeniden yapılanma sürecinin karşılaştığı engellerdir. Gazze'deki altyapının tahrip edilmesiyle birlikte, yaklaşık 60 milyon ton enkazın kaldırılabilmesi için gerekli malzemelerin temininde yaşanan sıkıntılar, yeniden inşa sürecinin önündeki en büyük engeller arasında yer almaktadır. Özellikle İsrail'in çeşitli malzemelerin Gazze'ye girişine getirdiği sınırlamalar, bölgedeki acil ihtiyaçların karşılanmasını zorlaştırmaktadır. Bu durum, insani yardımların ulaşmasını engellemekte ve halkın temel ihtiyaçlarını karşılamada ciddi sıkıntılar yaratmaktadır.

Saldırılar sırasında ağır iş makinelerinin yüzde 90 ila 95'inin yok olduğu bilgisi, bu yıkımın boyutlarını daha da çarpıcı kılmaktadır. Bu makinelerin eksikliği, enkaz kaldırma çalışmalarını imkansız hale getiriyor ve bu durum, bölgede yaşanan insani dramı derinleştiriyor. Filistin hükümeti, zorla yerinden edilen vatandaşlar için barınma merkezleri oluşturmak amacıyla 294 bölge belirlediğini ve bu bölgelerde enkaz kaldırma çalışmalarına öncelik vereceğini açıkladı. Ancak, bu merkezlerin yeterli olup olmayacağı konusunda endişeler devam ediyor.

Uluslararası toplumun bu konudaki tepkisi de oldukça önemli bir faktör. Gazze'deki insani durumun iyileşmesi için uluslararası yardım ve destek şart. Ancak, son yaşanan olaylarla birlikte bu durumun daha da kötüleştiği ve uluslararası toplumun da bu duruma karşı duyarsız kaldığı görülmektedir. Uzmanlar, Gazze'deki durumu değerlendirirken, bu insani krizin sadece yerel değil, uluslararası boyutta da yankı bulduğuna dikkat çekiyor. Bu durum, hem bölgedeki politik istikrarsızlığı artırmakta hem de uluslararası ilişkileri etkilemektedir. Gazze'deki yıkım, yalnızca fiziksel bir yıkım değil, aynı zamanda toplumsal ve psikolojik bir travmanın da habercisi konumundadır.

Benzer olaylar dünya genelinde farklı coğrafyalarda da yaşanmaktadır. Örneğin, Suriye iç savaşında da benzer şekilde büyük yıkımlar meydana gelmiş ve bu durum, uluslararası toplumu harekete geçirmekte zorlanmıştır. Gazze'deki durum, bu tür olayların tekrarını ve toplumların yeniden inşası için gerekli adımların atılmasının önemini vurgulamaktadır. Ancak, her iki durumda da uluslararası toplumun müdahale düzeyi ve yardımların etkisi oldukça sınırlı kalmıştır.

Sonuç olarak, Gazze Şeridi'ndeki yıkım, sadece inşaat ve altyapı sorunlarıyla sınırlı kalmayıp, derin bir insani krize dönüşmektedir. Gelecek dönemde, bu krizle başa çıkmak için uluslararası toplumun daha etkili bir şekilde harekete geçmesi, bölgede yaşayan insanları yeniden hayata döndürmek açısından hayati öneme sahiptir. Filistin hükümetinin attığı adımlar, bu süreçte önemli bir başlangıç olabilir, ancak daha fazla yardıma ve uluslararası desteğe ihtiyaç duyulmaktadır. Gazze'deki durum, sadece bir bölgenin değil, tüm insanlığın vicdanını etkileyecek boyutlardadır ve bu nedenle uluslararası toplumun duyarsız kalması kabul edilemez.

Bu analiz, aşağıdaki kaynaklardan derlenen bilgiler ışığında hazırlanmıştır:

  • TRT Haber