Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Türkiye’nin sosyal politika adımlarını özetleyen yeni bir bilgi dosyası yayımladı. "Türkiye Yüzyılı, Erişilebilirlik Yüzyılı" başlıklı bu çalışma, 2002 yılından itibaren engelli bireylere yönelik yapılan hukuki düzenlemeleri, kapsayıcı eğitim uygulamalarını, istihdam politikalarını ve dijital erişilebilirliği bir araya getiriyor. Bu bilgi dosyası, özellikle 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'ne ithafen kamuoyuna sunulmasıyla dikkat çekiyor. Türkiye’nin sosyal dönüşüm sürecinin önemli bir parçası olarak değerlendirilen bu çalışma, engellilik konusundaki yasal ve sosyal değişimlerin kapsamını gözler önüne seriyor.

Bilgi dosyasında, Türkiye’nin 2002 sonrası dönemde izlediği engellilik politikalarının dönüşüm süreci ele alınıyor. Bu süreç, "yardım merkezli" yaklaşımdan, hak temelli bir anlayışa geçişi içeriyor. Engellilik, bireyin kusuru olarak değil, çevresel faktörlerin ve toplumsal kuralların bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Bu bakış açısı, çözümün bireyi değiştirmekten ziyade, engelleri ortadan kaldıracak mekanizmaların ve hizmet tasarımlarının dönüştürülmesine odaklanmasını sağlıyor. Böylece, erişilebilir şehirlerin oluşturulması ve kapsayıcı eğitim uygulamalarının yaygınlaştırılması gibi hedefler öne çıkıyor.

Çalışmada ayrıca, engelli bireylerin eğitim ve istihdam alanındaki haklarının güçlendirilmesi için atılan adımlar detaylı bir şekilde açıklanıyor. 2013 yılından itibaren illerde kurulan erişilebilirlik izleme ve denetim komisyonları, kamuya açık binaları ve toplu taşıma araçlarını düzenli olarak denetleyerek erişilebilirlik belgeleri veriyor. Eğitim sisteminde ise, öğrencilerin ihtiyaçlarına yönelik düzenlemeler yapılması gerektiği vurgulanıyor. Bu sayede, eğitimin bireylerin gereksinimlerine uygun hale getirilmesi hedefleniyor. Böylece, engelli bireylerin eğitim hakkının daha etkin bir şekilde kullanılması amaçlanıyor.

Engelli bireylerin istihdamı konusunda da önemli gelişmeler yaşanıyor. Kamu sektöründe, EKPSS üzerinden merkezi yerleştirme yapılırken, özel sektörde kota sistemi ve teşvik mekanizmaları ile istihdam artırılıyor. 2014 yılından bu yana, kota yükümlülüğü bulunmayan işverenler için sigorta priminin yüzde 100 oranında desteklenmesi, bu alandaki teşviklerin başında geliyor. Bu uygulama, engelli bireylerin iş gücüne katılımını artırmayı hedefliyor. Ayrıca, ekran okuyucu yazılımlar ve esnek çalışma saatleri gibi düzenlemelerle eşit katılımın sağlanması da destekleniyor.

Engelsiz 2030 Vizyonu ve Engelli Hakları Ulusal Eylem Planı (2023-2025) çerçevesinde, erişilebilirliğin artırılması için yeni standartların oluşturulması hedefleniyor. Bu plan, fiziksel çevre, ulaşım, dijital hizmetler, eğitim, istihdam ve adalet gibi birçok alanda erişilebilirliğin sürekli olarak ölçülmesini ve iyileştirilmesini amaçlıyor. Erişilebilirliğin sağlanması, kamu hizmetlerinin kalitesinin artırılması için kritik bir öneme sahip. Bu kapsamda, yukarıda belirtilen alanlarda yapılan çalışmaların sürekli olarak güncellenmesi ve raporlanması gerektiği vurgulanıyor.

Engellilik konusundaki yasal çerçeve ise, 2005 tarihli 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun ve 2009 yılında onaylanan Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi ile şekillenmiştir. Bu iki önemli düzenleme, sosyal yardıma dayalı yaklaşımın yerini hak temelli bir anlayışa bırakmasını sağladı. Bilgi dosyası, bu dönüşümün ana çerçevesini aktarmayı ve 2002-2025 döneminde elde edilen somut çıktıları özetlemeyi amaçlıyor. Türkiye’nin bu alandaki ilerlemesi, uluslararası standartlarla uyumlu hale gelme çabası olarak da değerlendiriliyor.

Sonuç olarak, İletişim Başkanlığı tarafından yayımlanan bilgi dosyası, Türkiye’nin engellilik politikalarındaki değişim ve gelişmeleri kapsamlı bir şekilde sunuyor. Bu çalışma, engelli bireylerin toplumsal hayata katılımlarını artıracak adımları desteklemeyi amaçlıyor ve bu bağlamda atılan adımların ne denli önemli olduğunu vurguluyor. Engellilik sorunu, yalnızca bireylerin değil, toplumun geneli için bir mesele olarak ele alındığında, çözüm yollarının daha etkili bir şekilde bulunması mümkün hale geliyor. Türkiye’nin bu alandaki çabaları, sosyal adaletin sağlanmasında ve engelli bireylerin haklarının korunmasında önemli bir rol oynuyor.