30 Aralık 2025 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan Tarım ve Orman Bakanlığı'na ait tebliğ ile çiftçilere sağlanacak desteklere ilişkin usul ve esaslar yeniden belirlenmiştir. Bu düzenleme, Türkiye'nin tarım sektöründe önemli bir dönüşüm sürecinin başlangıcını temsil ediyor. Yeni düzenlemelerle birlikte çiftçiler, üretim sırasında ihtiyaç duyacakları destekleri daha etkin bir şekilde alabilecekler. Özellikle çiftçi kayıt sistemine (ÇKS), örtü altı kayıt sistemine (ÖKS) ve kapalı ortamda bitkisel üretim kayıt sistemine (KOBÜKS) kayıtlı olan tarım arazileri, bu düzenlemenin kapsamına alınarak, üreticilerin daha sistematik bir şekilde destek alması sağlanacaktır. Ancak, çiftçilerin destek alabilmesi için belirli kriterleri yerine getirmesi gerektiği de unutulmamalıdır.

Yapılan düzenlemeler, tarımsal üretim süreçlerini düzenlemek ve destekleme tutarlarını belirlemek amacıyla oluşturulmuştur. Temel, planlı üretim ve biyolojik mücadele destekleri, belirlenen katsayılar çarpılarak hesaplanacak. Örneğin, kapalı ortamda bitkisel üretim yapan ve 41 yaşından gün almamış çiftçilere ek destek ödemeleri yapılacak. Bu durum, genç çiftçilerin tarıma olan ilgisini artırmayı ve sektördeki yenilikçi yaklaşımların önünü açmayı hedefliyor. Ayrıca, biyoteknik mücadele alanında zeytin üreticilerinin destek alabilmesi için gerekli olan alan kriterleri de düşürülmüştür. Bu değişiklikler, zeytin gibi stratejik ürünler üzerinden tarımsal üretimi artırma amacını taşımaktadır.

Yeni düzenlemenin arka planı, Türkiye'nin tarım sektörü üzerindeki baskıları azaltmak ve üreticilerin rekabet gücünü artırmak amacıyla atılan adımlardır. Geçmiş yıllarda, çiftçilerin destek alma süreçlerinde yaşadığı zorluklar ve belirsizlikler, sektörün gelişimini olumsuz etkilemiştir. Destekleme sisteminin karmaşıklığı, birçok çiftçinin bu imkanlardan yararlanamamasına yol açmıştı. Yeni düzenlemelerle birlikte, bu sorunların minimize edilmesi hedeflenmektedir. Tarım Bakanlığı, çiftçilerin bu desteklerden daha iyi yararlanabilmesi için bilgi sistemlerini güçlendirmeyi ve çiftçilerin bu sistemlere erişimini kolaylaştırmayı amaçlamaktadır.

Uzmanlar, bu tür düzenlemelerin tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından önemli olduğunu vurguluyor. Destekleme sisteminin daha şeffaf ve ölçülebilir hale gelmesi, çiftçilerin üretim motivasyonunu artıracak ve tarımsal verimliliği olumlu yönde etkileyecektir. Ayrıca, belirlenen destek katsayılarının güncellenmesi, çiftçilerin ihtiyaçlarına daha iyi yanıt veren bir politika oluşturacaktır. Bu durum, üreticilerin modern tarım tekniklerini benimsemesine ve daha verimli tarım uygulamaları geliştirmesine zemin hazırlayacaktır.

Özellikle tarımsal verimliliğin artırılması, Türkiye'nin gıda güvenliği açısından büyük bir öneme sahiptir. Tarım sektörü, Türkiye ekonomisinin belkemiğini oluşturan bir alan olduğundan, çiftçilere sağlanacak desteklerin artırılması, gıda güvenliği ve tarımsal istikrar açısından kritik bir öneme sahiptir. Üreticilerin daha fazla destek alması, gıda fiyatlarının dengelenmesine ve yerli üretimin artmasına yardımcı olacaktır. Bunun yanı sıra, artan üretimle birlikte tarım ürünlerinin ihraç potansiyeli de yükselebilir, bu da ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır.

Dünyada benzer örnekler incelendiğinde, birçok ülke çiftçilere doğrudan destekleme programları uygulamaktadır. Örneğin, Avrupa Birliği ülkeleri çiftçi destekleme mekanizmaları ile tarımsal üretimi teşvik ederken, ABD de benzer politikalar geliştirmektedir. Türkiye'nin uyguladığı bu yeni düzenlemeler, uluslararası standartlarla uyumlu hale gelerek, rekabetçi bir tarım sektörü oluşturma amacını gütmektedir. Bu bağlamda, Türkiye’nin tarım politikalarının Avrupa ve dünya genelindeki uygulamalarla paralel bir şekilde gelişmesi, hem üreticiler için hem de tüketiciler için faydalı olacaktır.

Yeni destekleme düzenlemeleri, tarım sektöründe beklenen dönüşümü gerçekleştirme potansiyeline sahiptir. Çiftçilerin üretim süreçlerini kolaylaştıracak ve sektördeki verimliliği artıracaktır. Ancak, bu düzenlemelerin başarıya ulaşması için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Öncelikle, çiftçilerin bu yeni düzenlemeleri anlaması ve uygulamaları için eğitim programlarının düzenlenmesi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, yerel yönetimlerin ve tarımsal kooperatiflerin bu süreçte aktif rol alması, desteklerin daha etkin bir şekilde çiftçilere ulaşmasını sağlayabilir.

Gelecek dönemde, uygulamanın sonuçları dikkatle izlenecek ve gerekli revizyonlar yapılacaktır. Tarım sektöründeki bu yenilikler, hem üreticilerin hem de tüketicilerin yararına olacaktır. Çiftçiler, daha düzenli ve sürdürülebilir bir üretim süreci ile hem kendi ekonomik durumlarını iyileştirecek hem de topluma sağlıklı ve güvenilir gıda sunma konusunda önemli bir rol üstleneceklerdir. Sonuç olarak, Türkiye'nin tarım politikaları, çiftçilerin ihtiyaçlarına daha duyarlı hale gelerek, hem ekonomik büyümeyi destekleyecek hem de gıda güvenliğini sağlayacaktır. Bu dönüşüm, sadece tarımsal üretim açısından değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik açıdan da Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek önemli bir adım niteliği taşımaktadır.

Bu analiz, aşağıdaki kaynaklardan derlenen bilgiler ışığında hazırlanmıştır:

  • TRT Haber