Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, NTV canlı yayınında Türkiye'nin son dönemde yaşadığı doğal afetler ve bu afetlere yönelik yapılan çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundu. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki depremlerin ardından, binlerce vatandaşın evsiz kaldığını belirten Kurum, "Bu asrın felaketi" ifadesiyle yaşanan durumu özetledi. Kurum, depremin ardından verdikleri sözleri tutmanın mutluluğunu yaşadıklarını ve bu süreçte önemli bir ilerleme kaydettiklerini vurguladı.

Kurum, cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla 455 bininci konutun anahtarlarının teslim edileceğini belirtti. "Milletimize mahcup olmadık," diyen Bakan Kurum, deprem bölgesinde gerçekleştirdikleri çalışmalara dair bilgiler verdi. 11 ilde gece gündüz demeden çalıştıklarını ifade eden Kurum, "Bu bir seferberlikti, dünyada da bunun eşi benzeri yok," şeklinde konuştu.

Bakan Kurum, deprem sonrası yapılan inşaat çalışmalarının boyutuna dikkat çekti. 3 bin 481 şantiyede 200 bin mimar, mühendis, işçi ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte büyük bir kalkınma süreci başlattıklarını dile getirdi. Hatay'da 153 bin 755 konutun inşa edildiğini belirten Kurum, diğer illerdeki konut yapım süreci hakkında da bilgi verdi. Malatya'da 80 bin, Adıyaman’da 43 bin, Gaziantep’te 31 bin konutun inşaatının tamamlandığını ifade eden Bakan, toplamda 455 bin konutun depremzedelere teslim edileceğini söyledi.

Kurum, ayrıca konteyner kentlerde yaşayan depremzedelerin de zamanla evlerine taşınacağını belirtti. Bu süreçte, sosyal donatı alanlarının da inşa edildiğini vurgulayan Bakan, "Sadece konut değil, sosyal alanlar da oluşturduk," dedi.

Bakan Kurum, Yüzyılın Konut Projesi hakkında da bilgi verdi. 8 milyon 800 bin başvuru aldıklarını kaydeden Kurum, geçerli başvuru sayısının 5 milyon 300 bin olduğunu açıkladı. İstanbul'da 100 bin, Ankara'da 30 bin ve İzmir'de 18 bin konut inşa edileceğini belirten Kurum, deprem bölgesinden başlayarak 29 Aralık'ta ilk kura çekimlerinin yapılacağını duyurdu. "Deprem bölgesine ekstra kontenjan ayırdık," diyen Bakan, dar gelirli vatandaşların ev sahibi olabilmesi için çalışmalara devam edeceklerini vurguladı.

İstanbul'da başlatılan 15 bin kiralık konut uygulaması ile kentsel dönüşümü hızlandırmayı hedeflediklerini belirten Kurum, "Yarısı Bizden" kampanyası çerçevesinde 80 bin vatandaşın evini dönüştürdüğünü açıkladı. Bu kampanyanın devam edeceğini ifade eden Bakan, İstanbul'un dönüşümü için vatandaşların el birliğiyle çalışmasını istedi.

Bakan, deprem bölgesindeki çalışmaların yanında, Türkiye'nin farklı bölgelerinde karşılaşılan doğal afetlerle de mücadele ettiklerini hatırlattı. Geçtiğimiz yaz Karabük, İzmir ve Bilecik'te meydana gelen orman yangınları ile Balıkesir'deki depremlerin de devletin dikkatle takip ettiğini belirten Kurum, "Devlet afetin küçüğüne büyüğüne bakmaz. Tek bir vatandaşının nerede ihtiyacı varsa devlet oraya koşar," dedi.

Uzmanlar, Türkiye'deki doğal afetlerin artış göstermesinin, iklim değişikliği ve şehirleşme ile doğrudan ilişkili olduğunu belirtmektedir. Bu tür olaylar genellikle, sosyal ve ekonomik kayıpları artırmakta, devletin müdahale kapasitesini zorlamaktadır. Ulaşım, altyapı ve sosyal hizmetler gibi alanlarda uzun vadeli etkiler yaratması beklenmektedir.

Karşılaştırma yapıldığında, Türkiye'nin deprem sonrası inşaat süreçleri, uluslararası örneklerle kıyaslandığında oldukça hızlı bir şekilde ilerlediği görülmektedir. Örneğin, Japonya'da meydana gelen büyük depremlerin ardından inşaat süreçleri genellikle daha uzun sürmektedir. Türkiye'nin bu süreçteki başarısı, daha önce yaşanan krizlere verdiği hızlı yanıtla da ilişkilendirilmektedir.

Sonuç olarak, Bakan Kurum'un açıklamaları, Türkiye'nin doğal afetlere karşı hazırlık ve yanıt verme kapasitesinin arttığını göstermektedir. Gelecekte, deprem bölgesindeki konut projelerinin yanı sıra, kentsel dönüşüm çalışmalarının da hız kazanması beklenmektedir. Bu bağlamda, devletin ve vatandaşların iş birliği ile Türkiye'nin afetlere karşı dayanıklılığının artması hedeflenmektedir. Bakan Kurum'un vurguladığı gibi, "Milletimize mahcup olmamak" için sürdürülen bu çabalar, Türkiye'nin geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.