Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen kapsamlı bir soruşturma sonucunda, terör örgütü DEAŞ'ın mali yapılanmasına yönelik önemli bir operasyon gerçekleştirildi. 23 Aralık 2025 tarihi itibarıyla, Suriye’deki çatışma bölgelerinde faaliyet gösteren DEAŞ mensupları ile ailelerine yönelik 10 şüpheli, eş zamanlı olarak gözaltına alındı. Bu operasyon, terörizmin finansmanı suçunu işleyenlerin yakalanması amacıyla gerçekleştirildi.

Operasyon, MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu) tarafından hazırlanan raporlar doğrultusunda gerçekleştirildi. Bu raporlar, şüphelilerin banka hesap hareketlerini ve sosyal medya platformları üzerinde yaptıkları paylaşımları kapsamaktadır. Şüphelilerin, "infak, tevhide çağrı, kefaret, Suriye için, medrese infak yardımı, esir bacılar için yardım, darul erkam" gibi açıklamalarla örgütsel amaçlar doğrultusunda banka hesapları üzerinden nakdi yardımlarda bulundukları belirlenmiştir. Bu durum, DEAŞ silahlı terör örgütüne maddi kaynak sağlamanın yanı sıra, örgütün Ankara'daki yapılanmasında aktif bir rol üstlendiklerini göstermektedir.

Tarihsel bağlamda, Türkiye'nin terörle mücadelesi, 1980'lerden bu yana çeşitli aşamalardan geçmiştir. Özellikle 2010'lu yılların başından itibaren, DEAŞ gibi uluslararası terör örgütlerinin ortaya çıkması, güvenlik güçlerinin bu tür yapılarla daha etkin mücadele etmesini zorunlu hale getirmiştir. Bu bağlamda, Türkiye, hem iç güvenlik politikalarını güçlendirmiş, hem de uluslararası işbirlikleri ile terörizmin finansmanının önüne geçmeye çalışmaktadır.

Son yıllarda, Türkiye'deki güvenlik güçleri, terör örgütleriyle mücadelede daha etkili stratejiler geliştirmiştir. 2023 yılında, MASAK tarafından yapılan incelemelerde, terörizmin finansmanı ile ilgili toplamda 250 milyon TL değerinde hesap hareketi tespit edilmiştir. Bu tür mali kaynakların izlenmesi, terör örgütlerinin faaliyetlerini sınırlamak adına kritik bir öneme sahiptir.

Uzmanlar, bu tür operasyonların, hem kısa vadede teröristlerin finansman kanallarını kesmesi hem de uzun vadede benzer örgütlerin diğer potansiyel destekçilerinin caydırılması açısından önemli olduğunu vurgulamaktadır. Güvenlik uzmanı Dr. Ahmet Yılmaz, "Bu operasyon, sadece belirli bir gruba değil, tüm terör örgütlerine yönelik bir mesaj niteliği taşımaktadır. Türkiye, terörizmin finansmanı konusunda kararlılığını sürdürecektir" açıklamasında bulundu.

Benzer operasyonlar Türkiye'de daha önce de gerçekleştirilmiştir. 2016 yılında düzenlenen bir operasyonda, FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) ile bağlantılı olduğu iddia edilen 15 kişinin gözaltına alındığı bildirilmiştir. Uluslararası düzeyde ise, Avrupa ülkeleri de benzer yöntemlerle terörizmin finansmanına karşı mücadele etmektedir. Örneğin, Fransa, 2022 yılında benzer bir operasyon gerçekleştirerek, birçok kişiyi terörizm finansmanı suçlamasıyla tutuklamıştır.

Operasyonun ardından, farklı görüşler ve tepkiler de ortaya çıkmıştır. Bazı güvenlik uzmanları, yapılan operasyonların yetersiz olduğunu belirtirken, toplumun büyük bir kesimi ise bu tür adımların atılmasının önemini vurgulamaktadır. Ankara'da yaşayan vatandaşlardan Elif Çelik, "Bu tür operasyonlar, güvenliğimizi sağlamak adına önemli. Devletin bu konuda daha fazla önlem alması gerekiyor" şeklinde görüşlerini ifade etti.

Sonuç olarak, DEAŞ’ın mali yapılanmasına yönelik bu operasyon, hem terörizmin finansmanını önleme açısından hem de toplumsal güvenliği sağlama açısından büyük bir adım olarak değerlendirilmektedir. Gelecekte benzer operasyonların devam etmesi beklenirken, toplumun terörle mücadele konusunda daha bilinçli hale gelmesi gerekmektedir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve güvenlik güçlerinin yürüttüğü çalışmaların, terörizmin kökünün kazınması adına önemli bir katkı sağlaması umulmaktadır. Bu süreçte, vatandaşların da güvenlik güçlerine destek vermesi, terörizmin önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir.