Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 28. Dönem Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile 18. Dönem İdari Yargı Hakimleri Kura Töreni'nde önemli açıklamalarda bulundu. Törende, 1351 hakim ve savcının yeni meslek yolculuklarına başladığını belirten Tunç, bu genç yargı mensuplarının adaletin yükünü omuzlamaya hazır olduklarını vurguladı. Tunç, yargı sisteminin gücünü ve niteliklerini artıracaklarına inandığını ifade ederek, katılımcıları tebrik etti. Böylece, Türkiye'deki yargı sürecinin daha da güçlenmesi hedefleniyor.

Bakan Tunç, konuşmasında adaletin insan hayatındaki önemine de dikkat çekti. Adaletin, hakkı ve hakkaniyeti merkeze alan kutlu bir ilke olduğunu belirten Tunç, bunun insan onurunu korumak ve hak edene hakkını vermek anlamına geldiğini ifade etti. Adaletin, devletin en yüce erdemi olduğunu vurgulayan Tunç, bunun milletin en sağlam dayanağı olduğunu söyledi. Bu bağlamda, adaletin sağlanmasında yargı mensuplarının rolünün hayati olduğunu belirtmekte fayda var; zira bu meslek grubu, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını koruma konusunda büyük bir sorumluluk taşımaktadır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yargıyı vesayetçi bir anlayıştan kurtararak, milletin yargısı haline getirdiğini aktaran Tunç, bu reformların temel hak ve özgürlüklerin genişlemesine katkıda bulunduğunu ifade etti. Tunç, geçmişte yaşanan darbe girişimlerinin yargı sistemine olan etkilerini hatırlatarak, 15 Temmuz gecesi yargının nasıl bir duruş sergilediğini anlattı. Bu olaylar, Türk yargı sisteminin bağımsız bir yapıya kavuşmasında önemli bir dönüm noktası olmuştur. Tunç'un ifadeleri, yargının geçmişteki kötü deneyimlerden ders alarak daha sağlam bir temele oturduğunu göstermektedir.

Bakan Tunç, yeni hakim ve savcıların adaletin tecellisi için gece gündüz çalışacaklarını belirtti. Ancak, bu süreçte bazı çevrelerin yargıyı yıpratma çabalarının da gözlemlendiğini söyledi. Özellikle devam eden soruşturma ve kovuşturmalara yönelik mesnetsiz eleştirilerin, yargının itibarını zedelemeye yönelik olduğuna dikkat çekti. Tunç, yargı kararlarının eleştirilebileceğini, fakat bu eleştirilerin yapıcı olması gerektiğini vurguladı. Eleştirilerin yargının daha adil hale gelmesine katkı sağlayabileceğini söyleyen Tunç, ancak yargı mensuplarını hedef gösteren söylemlerin kabul edilemeyeceğini belirtti.

Bu bağlamda, Tunç'un "Adaletin omurgasını oluşturan yargıyı yıpratmaya çalışanlara karşı tavrımız nettir" ifadeleri, hükümetin adalet sistemine olan bağlılığını ortaya koyuyor. Yargının bağımsızlığının korunması, adaletin itibarının zedelenmemesi açısından kritik bir öneme sahip. Bu tür söylemler, yargı sisteminin güvenilirliğini artırmakta ve vatandaşların yargıya olan güvenini pekiştirmektedir. Tunç, yargının doğru bildiğinden şaşmadan, adaletin tecellisi için çalışmaya devam edeceğini ifade etti.

Hakim ve savcıların görev yerlerinin belirleneceği süreçte, Tunç, bu kişilerin adaletin vakarını ve milletin onurunu temsil edeceklerini vurguladı. Adaletin gecikmeyeceğini, eğilmeyeceğini ve korkuya teslim olmayacağını belirten Tunç, yargı mensuplarının bu ilkeleri her zaman göz önünde bulundurmaları gerektiğini söyledi. "Sizler, adaletin Türkiye Yüzyılı'ndaki en güçlü temsilcileri olacaksınız" diyerek, yeni nesil yargı mensuplarına büyük bir sorumluluk yükledi. Bu, onların adaletin sağlanmasındaki rollerinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.

Törende, 28. Dönem Adli Yargı Cumhuriyet Savcısı Dönem Birincisi Yasemin Cankurtaran da bir konuşma yaptı. Cankurtaran, meslektaşlarına hitaben yaptığı konuşmada, adaletin önemine ve yargının toplum üzerindeki etkisine değindi. Bu tür etkinlikler, yargı mensuplarının motivasyonunu artırmakta ve onlara adaletin sağlanmasındaki görevlerin ne denli önemli olduğunu hatırlatmaktadır. Sonuç olarak, yeni dönemde yargı mensuplarının gösterdiği kararlılık, Türkiye’nin hukuk sisteminin güçlenmesine ve adaletin sağlanmasına önemli katkılar sağlayacaktır.